Yenidoğan Çetesi Olayı: Şok Edici Detaylar
Yenidoğan çetesi olayı, son dakika bilgileriyle birlikte kamuoyu tarafından dikkatle izleniyor. İstanbul’da, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde görev yapan bazı kişilerle iş birliği yaparak, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk eden ve bu bebeklerin ölümlerine sebep olan çete, Türkiye’nin gündeminde geniş yankı uyandırdı. Tüyler ürperten bu vahşette, çarpıcı detaylar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. İstanbul’daki “yenidoğan çetesi” soruşturması kapsamında kolluk kuvvetlerince hazırlanan fezlekede, suç örgütünün şeması ve gerçekleştirdikleri usulsüzlükler yer aldı. Ayrıca, örgütün ifşa olmasına yol açan CİMER şikayetindeki ifadeler de fezlekede ayrıntılı bir şekilde yer buldu.
Adalet Bakanı’ndan Açıklama: Soruşturma Derinleştirildi!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündeme ilişkin soruları yanıtlayarak, ‘Yenidoğan çetesi’ soruşturmasının derinleştirildiğini vurguladı. Bakan Tunç, “1 yıllık araştırma neticesinde soruşturma kapsamında 47 kişi gözaltına alındı. Toplamda 22 kişi tutuklandı. Bebeklerin ölümüne müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı’nın konuşmasından öne çıkan noktalar şu şekilde sıralandı:
- 2023 yılının 27 Mart tarihinde CİMER’e yapılan bir ihbarla süreç başlatıldı. İstanbul’daki özel hastanelerle ilgili şikayetler üzerine bir soruşturma açıldı.
- İdari ve adli soruşturma çerçevesinde çeşitli araştırmalar yapıldı ve soruşturma derinleştirildi.
Bir Yılda 22 Kişi Tutuklandı
Bu süreçte, teknik takipler, dinleme ve delil toplama işlemleri gerçekleştirildi. Yaklaşık bir yıllık süre zarfında, tespit edilen suç kayıtları doğrultusunda 47 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 22’si tutuklandı. Ayrıca 11 doktor da dahil olmak üzere toplam 25 kişi hakkında adli kontrol kararı alındı. İddianame hazırlığı tamamlandıktan sonra, iddianame mahkemeye sunuldu.
Soruşturma Sürecinde Tehditler
Savcılara yönelik tehditler de gündeme geldi. Bu bağlamda bir soruşturma açıldığı bildirildi. İddianamedeki iddialar ve yargılanması talep edilen kişilerin isimleri kamuoyu ile paylaşılacak.
İddianamede Yer Alan Telefon Konuşmaları
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem detaylandırıldı. Bu eylemlerle ilgili şüphelilerin telefon konuşmalarını içeren kayıtlar da iddianameye eklendi. Örneğin, bir hastaneye yapılan denetim sonrası şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ile bir başka şüpheli arasında geçen diyalog şöyle:
- A.K: Denetim geldi mi sana da diyecektim.
- Hakan Doğukan Taşçı: Geldi. Bu çocuk entübe gözüküyor sistemde.
- A.K: Benim burada üç koli dosya vardı, iyi ki onları fark etmediler.
Çete Üyeleri Arasındaki Konuşmalar
Bebek hastalarının durumlarıyla ilgili çetenin elebaşı olduğu değerlendirilen şüphelilerin konuşmaları da oldukça rahatsız edici. Örneğin:
- İlker Gönen: Şimdi Serenay beni aradı. Sabah beş buçukta diyalize giren var ya, o ölecek.
- Fırat Sarı: Durdu ha.
Bu tür konuşmalar, bebeklerin yaşamlarıyla oynandığını açıkça gösteriyor.
Suç Örgütünün Organizasyon Şeması
Fezlekede, suç örgütünün organizasyon şemasında, elebaşı ve yöneticilerin isimlerine yer verildi. Suç örgütünün liderliğini Fırat Sarı’nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir’in ise yönetici konumunda bulunduğu belirtildi. Örgütün üyeleri arasında ise Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar yer aldı.
Hastaneler ve Şüpheli Hemşireler
Fezlekede, olayla bağlantılı hastaneler ve buralarda çalışan şüpheli hemşirelerin isimleri de sıralandı:
- Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi Çağla Durmuş
- Beylikdüzü Medilife Hastanesi hemşiresi Ceren Hatice Kırım
- TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi Cansu Akyıldırım
- Reyap Hastanesi hemşireleri Mehtap Sayar ve Sümeyye Nur Arslan
- Esenler Güney Hastanesi hemşiresi Hüseyin Günerhan
- Bağcılar Şafak Hastanesi hemşiresi Mehmet Halis Başli
- Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz
Bu hemşirelerin, bebek hastalar üzerinden birçok hastane ile anlaşarak uygun olmayan tedavi yöntemleri uygulayarak, bebeklerin hayatlarını kaybetmesine ya da kalıcı sağlık sorunlarıyla yaşamalarına neden olduğu iddia ediliyor.
