Mehmet Alkaya’nın tanıklığında olaylar ve olgular üzerinden yürüyen ve iki kısımdan oluşan Ne Kaldı Bizden Geriye kitabı, Alkaya’nın askeri hayatı ve faaliyetleri ile THKP-C hareketi içindeki hareketliliği ve gözlemlerinden oluşuyor.
Alkaya; kendisi etrafında oluşan gerçeklikleri, bağlantı ve tartışmaları bize aktarmaya çabalarken okura, ülkülerin, umutların ve hayal kırıklıklarının karışımını sunuyor.
Hasan Tahsin Benli’nin kaleminden ve Mehmet Alkaya’nın hafızasından süzülen antiemperyalist bir uğraşın; başları, yolları ve teknikleri karışık devrimci gençlerinin kıssası Ne Kaldı Bizden Geriye…
Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın verilen tüm gayretlerden geriye kalanlar umutlara dokunan bir iz bırakır. Bazen günü, bazen toplumu, bazen de dünyayı daha düzgüne götürebilme umudunun izidir bu.
Ünlü şair Nazım Hikmet’in şu dizelerini hatırlayalım;
“Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan evvel yani, alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.”
Nâzım Hikmet
Bir süreç kitabı
Ne Kaldı Bizden Geriye, toplumsal hareketlerin tesiriyle, Askeri Hava Lisesi’nde şekillenen antiemperyalist gayret fikrinin seyahati.
Ordudaki farklı cuntalar ve baskılar karşısında vatanı ve ulusu uğruna inandığı bedelleri savunan Mehmet Alkaya’nın tanıklığı, Türkiye tarihinin darbelerle kuşatılmış, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e kadar olan sürecini anlatıyor.
Sayfa: 192
Toplumsal hafızaya katkı
Üstelik bu tanıklık, sırf onun öyküsü değil, birebir vakitte toplumun ve periyodun de portresi. Toplumsal hareketlerin içinde yer almış bir eski askerin gözünden, mefkurelerin, umutların ve hayal kırıklıklarının karışımını sunuyor.
Geçmişin izleriyle toplumsal değişimin nasıl şekillendiğine ışık tutuyor ve toplumsal hafızamıza katkı sağlıyor.