Son aylarda çeşitli suçlamalar nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderilen Nihal Candan, anoreksiya hastalığına bağlı olarak ciddi kilo kaybı yaşamaktaydı. Doktorların önerisi doğrultusunda cezaevinden tahliye edilen Candan, şu anda ailesinin yanında tedavi sürecine başlamış durumda. Uzman diyetisyen Gülçin Işık, bu tür beslenme bozukluklarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirterek, bu durumun tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yeme bozukluklarının altında yatan psikolojik faktörler hakkında bilgiler veren psikiyatrist ve psikoterapist Doç. Dr. Adnan Çoban, anoreksiya nervoza hakkında önemli açıklamalarda bulundu. İşte uzmanların yorumlarıyla anoreksiya ve genel yeme bozuklukları konusuna dair detaylı bir dosya…
Yeme Bozukluğu Olarak Anoreksiya Nervoza Nedir?
Anoreksiya nervoza, bir bireyin ideal kilosunun çok altında olmasına rağmen aşırı bir şişmanlama korkusu ile karakterize edilen bir yeme bozukluğudur. Bu hastalar, zayıf olmalarına rağmen kendilerini kilolu olarak algılayabilirler. Bu durum, sadece ruhsal değil, aynı zamanda tıbbi açıdan da son derece tehlikeli ve yaşamı tehdit edici boyutlara ulaşabilen bir psikiyatrik bozukluktur.
Nasıl ve Neden Olur?
Anoreksiya nervozanın nedenleri tam olarak aydınlatılamamış olsa da, genetik yatkınlık önemli bir faktör oynayabilir. Anoreksiya gibi ciddi psikiyatrik rahatsızlıkları olan kişilerin birinci derece akrabalarında bu hastalığın görülme olasılığı daha yüksektir. Anoreksiya hastaları genellikle mükemmeliyetçi, içe dönük, utangaç ve takıntılı bir kişilik yapısına sahiptir. Ayrıca, çocukluk dönemlerinde sağlıklı bağlanma ilişkileri geliştirememiş olmaları veya travmalara maruz kalmış olmaları da bu hastalığın gelişimine katkıda bulunabilir. Modanın ve medya kanallarının beden algısını çarpıtarak oluşturduğu baskı da, bu rahatsızlığın tetikleyicileri arasında yer alabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Anoreksiya nervozanın belirtileri, hastalığın başlangıcında kişilerin yemek yemeye karşı aşırı direnç göstermeleri ve sıkı diyet uygulamaları ile kendini gösterir. İlerleyen dönemlerde, bu bireylerin sağlık durumları da ciddi şekilde bozulur. Anoreksiyalı kişiler, kilo alımını engellemek için çeşitli ritüeller geliştirirler; örneğin, düşük kalorili yemek tarifleri toplamak, yemek saatlerinde ortadan kaybolmak veya başkalarıyla yemek yemekten kaçınmak gibi davranışlar sergileyebilirler. Sürekli olarak tartılmayı ve kilolarını kontrol etmeyi alışkanlık haline getirirler. Ayrıca, fiziksel bir sağlık problemi olmamasına rağmen aşırı kilo kaybı yaşayabilirler. Bazı durumlarda, bulantı hissi ile birlikte yemek yedikten sonra kusma veya diyet hapları kullanma gibi davranışlar da görülebilir.
Anoreksiya Ölümcül Müdür, Tedavisi Nasıl Olur?
Anoreksiya nervoza, oldukça tehlikeli ve hayati risk taşıyan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Eğer bir kişi vücut ağırlığının %30’undan fazlasını kaybetmişse ve yemeyi reddediyorsa, acil tıbbi müdahale gerekmektedir. Bu tür durumlarda, hastalar genellikle kendi rahatsızlıklarını kabul etmezler, bu nedenle tedavi süreci genellikle hastane ortamında gerçekleştirilmelidir. Anoreksiya hastalarının tedavisinde uzman bir ekip, yani psikiyatrist, psikolog, diyetisyen ve dahiliye uzmanları bir arada çalışmalıdır. Antipsikotik ilaçlar, antidepresanlar ve duygusal düzenleyici ilaçlar kullanılarak tedavi süreci desteklenir. Ayrıca, Elektro konvülsif terapi (EKT) gibi yöntemler de bazı durumlarda uygulanabilir.
Psikolog Dilek Memnun’un Anoreksiya Üzerine Görüşleri
Anoreksiya, bireylerin vücut ağırlıklarının anormal derecede düşük olması, kilo alma korkusu ve çarpık beden algısıyla karakterize edilen bir beslenme bozukluğudur. Bu rahatsızlığa sahip bireyler, kilolarını ve beden şekillerini kontrol etmek amacıyla yaşamlarında önemli değişiklikler yapma eğilimindedirler.
Diyetisyen Gülçin Işık’ın Anoreksiya Hakkındaki Görüşleri
Diyetisyen Gülçin Işık, anoreksiyanın temel nedenleri arasında kilo almaktan korkma, zayıf kalma isteği ve bozulmuş beden algısını sıralamaktadır. Bu belirtiler özellikle ergenlik döneminde daha sık görülse de, zaman zaman yetişkinlerde de gözlemlenebilir. Aşırı kilo verme, yoğun egzersiz yapma, yorgunluk, uyku sorunları gibi fiziksel belirtilerle birlikte, cinsel isteksizlik gibi ruhsal etkiler de ortaya çıkabilir. Anoreksiya tedavisinde psikolog ve psikiyatrist takibi büyük önem taşırken, ailenin de bu süreçte aktif bir rol alması gerekmektedir. Sağlıklı olmak, yalnızca kiloyla değil, aynı zamanda bedenin genel sağlığı ile de doğrudan ilgilidir.
