Herkes bir gün yaşayacak bu duyguyu yani yaşlanmayı…
Ancak değerli olan yaşlanmak değil, nasıl yaşlandığımız aslında.
Bu hususta da kimi araştırmalar yapıldı.
Amerikan Emekliler Derneği, bilime dayanarak 50’li yaşlarındaki insanların âlâ yaşlanıp yaşlanmadıklarını görmek için 8 unsurluk bir liste hazırladı.
Bu unsurların görüldüğü yaşlıların düzgün yaşlandığı belirtildi.
Kalp hastalığı, felç, diyabet, depresyon
Yaşlı yetişkinlerin yalnız yaşamaktan ve çalışmamaktan kaynaklı yalnızlık hissiyle baş etme ihtimali daha yüksek.
Ulusal Bilim, Mühendislik ve Tıp Akademileri’nin bir raporu, 45 yaş ve üzeri yetişkinlerin üçte birinden fazlasının yalnız olduğunu ve 65 yaş üzeri yetişkinlerin dörtte birinin toplumsal olarak izole olduğunu ortaya çıkardı.
Mayıs ayında ABD’li genel cerrah, yalnızlığın Amerika’da bir halk sıhhati krizi olduğu konusunda uyardı. Cerrah, toplumsal izolasyonun kalp hastalığı, felç, diyabet, depresyon ve demans riskini yükselttiğini vurguladı.
Güçlü bir toplumsal yaşam
Araştırmalar güçlü bir toplumsal yaşama sahip şahısların daha keyifli, daha sağlıklı ve daha uzun yaşadığını gösteriyor.
Güçlü toplumsal kontaklara sahip şahısların uzun ve sağlıklı bir ömür yaşama ihtimali yüzde 50 daha yüksek.
Fiziksel olarak faal olan ve hayatlarına sporu dahil eden bireylerin âlâ ihtimali daha yüksek. Bu etkinlik bahçe ile uğraşmak yahut yürüyüş yapmak olabilir.
Bu aktiviteler yalnızca kaslarınızı, eklemlerinizi ve kalbinizi sağlıklı tutmuyor. Ayrıyeten ruh halinizi güzelleştiriyor ve demans, diyabet ve kalp hastalığı dahil olmak üzere kronik hastalıklardan korunmanıza ve hayat beklentinizi artırmanıza yardımcı oluyor.
2022’de 5 binden fazla yaşlı bayan üzerinde yapılan bir araştırma, genetiklerine nazaran uzun müddet yaşama ihtimali düşük görülen şahıslarda bile fizikî aktivitenin mevt riskini azalttığını gösterdi.
Çalışma ayrıyeten oturarak geçirilen mühletlerin mevt riskinizi artırabileceğini de buldu.
Çok sayıda araştırma, Akdeniz diyetini ülkü beslenme hali olarak belirledi. Diyet zerzevat, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağları içeriyor.
Geçen yıl yayınlanan bir araştırma, olağan Batı diyetinden Akdeniz diyetine geçmenin daha uzun yaşamanıza yardımcı olabileceğini ve hayatınıza ne kadar erken başlarsanız o kadar düzgün olduğunu ortaya çıkardı.
60 yaşına kadar Akdeniz diyetini uygulamaya başlamasanız bile, uygulamaya başladıktan sonra ömrünüze 8 yıl ekleyebilirsiniz.
Yaşamda hedef aramak
Yaşamda bir “amaç” arayan 50 yaş ve üzeri insanların daha âlâ ruhlara sahip olduğu ve daha uzun yaşadığı ortaya çıktı.
7 bin yetişkinin iştirakiyle yapılan bir araştırma, “yaşam amacını” belirleyen bir ölçekte en yüksek puanı alan bireylerin, daha düşük puan alan bireylere nazaran “dört yıl içinde ölme olasılığının” daha düşük olduğunu ortaya çıkardı.
Uzmanlar, sizin için değerli olan aktivitelere katılmanın gerilim düzeyinizi düşürebileceğine, kalp-damar hastalıkları üzere sıkıntılarını azaltabileceğine inanıyor.
Uyku, yeterli yaşlanmanın inanılmaz derecede kıymetli bir modülü. Gereğince uyumamak obezite, diyabet, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı üzere rahatsızlıklara yakalanma olasılığınızı artırıyor.
Uyku, bedene beyindeki toksinlerden kurtulması ve hasarlı hudut temaslarını onarması için vakit tanıyor.
Sebze ve meyvelerden aldığımız tüm âlâ antioksidanlar 7 saat uyumadığımız takdirde işlerini yapamıyor.
Negatiflikten uzak durun
Hayata olumlu yaklaşan insanların negatif yaklaşanlara kıyasla daha sağlıklı bir hayat sürdüğü ve daha uzun yaşadığı belirlendi.
Uzmanlar kaç yıl yaşarsanız yaşayın, yeterli hissetmek çok değerli diyor. Olumlu bir bakış açısı ve sabırsızlıkla bekleyecek şeylere sahip olmak, hakikaten refahı ve hayat kalitesini artırıyor.
Bir araştırmaya nazaran ihtimamlı insanların erken ölme riski yüzde 35 oranında daha az.
Bu beşerler doktor randevularını aksatmıyor ve ilaçlarını vaktinde almaya ihtimam gösteriyor.
Araştırmaya nazaran yaşlılıkta bilişsel yetenekleri kaybetmek kaçınılmaz değil.
Araştırma sırasında, 58 ila 86 yaşları ortasındaki yetişkinler 3 ay boyunca İspanyolca, çizim ve müzik üzere bahislerde dersler aldı.
Araştırmanın yarısında iştirakçiler beyin güçlerini 20-30 yaş daha genç yetişkinlerin düzeyine çıkardı. Uzmanlar yeni bilgi öğrenme sürecini beyin için bir idman olarak tanımlıyor.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
