Uçaktan paraşütsüz atlamak… Bunun makûs bir fikir olduğunu söylememize gerek yok. Fakat, bir talih yapıtı hareket halindeki bir uçaktan atlamak zorunda kalırsanız ne olur? Yerden binlerce fit yükseklikten özgür düşüşten sağ çıkma ihtimaliniz nedir?
Öncelikle bu türlü bir senaryonun asla gerçekleşmemesini umalım. Paraşüt takılıyken hala inançlı bir formda inmeyi umabilirsiniz, lakin bir uçaktan paraşütsüz atlamak mutlaka son dermandır, bu nedenle sadece “düşmekte olan” bir uçaktan diğer geçerli bir kaçış seçeneği olmadığında düşünülmelidir.
Bununla birlikte, atlamanız gerekiyorsa, çoklukla deniz yahut ırmak üzere büyük bir su kütlesi aramanız ve akabinde düşüşünüzü buna nazaran hedeflemeniz önerilir. Bunların hepsini harika bir halde yapsanız bile, hayatta kalma bahtınız nedir?
Enkaza binmek
Gerçekten atlamadan evvel, yaklaşan hür düşüşünüz sırasında ‘binebileceğiniz’ büyük bir obje bulmaya çalışmalısınız.
Başka bir deyişle, bir “enkaz binicisi” olun. Suyun yüzeyine indiğinizde deneyimleyeceğiniz muazzam ölçüdeki gücün bir kısmı, tutunduğunuz enkaz kesimi tarafından emilecek ve böylelikle hayatta kalma talihiniz artacaktır.
Yugoslavya’da vazife yapan Vesna Vulovic isimli bir hostes, bir DC-9 uçağı havada patladığında 10 kilometre yükseklikten düşerek hayatta kaldı.
Şanslı hostes, mucizevi bir halde hayatta kalması nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Vulovic, düşerken bir yemek arabası, öteki bir mürettebat üyesinin gövdesi ve uçağın kuyruk kısmı ortasına sıkışmıştı. Tüm bu şeyler, darbe gücünün bir kısmını emdi ve hayatta kalmasını sağladı.
Terminal hızı
Standart bir yükseklikte seyreden hareket halindeki bir hava aracından hür düşüş, sonunda bir bireyin sonuncu suratına, yani özgür düşen bir cismin aşağı gerçek hareket suratında hiçbir artışın olmadığı sürate ulaşmasına neden olacaktır.
Ticari uçakların çoklukla uçtuğu yerden çok daha alçak bir yükseklikten atlayan olağan bir paraşütçü, yaklaşık 120-140 mph (54 ila 58 m/s ) son sürate sahiptir. Bu nedenle, bu suratın, özgür düşüş sırasında (kütlenize bağlı olarak) sahip olacağınız suratın asgarî kıymeti olabileceğini varsayabiliriz.
Bu süratlerde su yüzeyine çarpmak, bir binadan atlayıp kaldırıma çarpmaktan çok da farklı değil. Su, kaldırım kadar katı olmasa da, yüzey tansiyonu vardı , bu nedenle suyun bir ortada kalma eğilimi vardır. Bu birebir vakitte yüzeyinde yatan rastgele bir cisme kuvvet uyguladığı manasına gelir.
Vücudun konumu
Havada binlerce fitten düşen (hatırı sayılır bir kütleye sahip) bir beşerden kelam ettiğimiz için, suyun temas halinde sunacağı yansıma kuvveti çok büyük olacaktır.
Ancak bu kuvvet iki faktörden etkilenir; suya düşen cismin kütlesi ve kesiti. Özgür düşüş sırasında (veya öbür rastgele bir noktada) muhtemelen kütlenizi değiştiremezsiniz, lakin bedeninizin enine kesit alanını değiştirebilirsiniz.
Bunun manası, büyük kuvvetin yükünü taşımak için bedeninizin en az yüzey alanıyla suya giriş yapmanız gerekir.
Bunu, tıpkı dalgıçların yaptığı üzere, suya bıçak gibisi bir giriş yahut baş aşağı bir konum sağlamak için evvel ayak konumu alarak yapabilirsiniz.
Suyun yüzeyine çıktığınızda, son derece yüksek bir oranda yavaşlamaya başlayacaksınız; aslında, böylesine ani ve süratli bir sürat değişikliği nedeniyle bedeninize uygulanan kuvvet kaldırılamayacak kadar fazla olacaktır.
İnsanlar kısa mühletler için 100 G’ye dayanabilirler ( Kenny Bräck isimli bir yarış arabası şoförü, 2003 yılında 214 G’lik bir yavaşlamanın ölçüldüğü bir yarış kazasından sağ kurtulmuştur), fakat bir uçaktan düşme durumunda, size uygulanan G kuvveti epey yüksek olacaktır (yaklaşık 300 G).
Böylesine büyük bir güç, muazzam ölçüde iç kanamaya neden olur ve tıpkı vakitte hayati organları ölümcül formda kesimler.
Sonuç olarak, bir uçaktan paraşütsüz bir su kütlesine atlarsanız, hayatta kalma bahtınızın son derece zayıf olur.
Ancak, diğer seçenek kalmamışsa, bu birkaç tekniği akılda tutmak ve sakin kalmak hayatta kalma talihinizi az da olsa artırabilir.
