Koronavirüs salgınıyla çaba kapsamında dünya aşı ve ilaçlara yoğunlaşmışken Hindistan, ilkbaharda ”B1617” yahut ”delta” olarak bilinen koronavirüsün yeni mutasyonu ile sarsıldı.
Milyonlarca insanın enfekte olması nedeniyle sıhhat altyapısı çökme noktasına gelirken bilim insanları, varyantın birinci kere İngiltere’de tespit edilen alfa varyantından yüzde 50 daha bulaşıcı olduğunu belirtiyor.
Ülkenin ileri gelen tabipleri, delta varyantı nedeniyle ülkedeki işitme kaybı, kangren, ishal ve mide rahatsızlıkları hadiselerinde artış yaşandığını söyledi. Lakin bunun ispatlanması için daha fazla bilimsel araştırmaya gereksinim duyulduğu belirtildi.
Peki delta varyantı nedir, belirtileri nelerdir? İşte delta varyantı hakkında bilgiler…
DELTA VARYANTI NEDİR, BELİRTİLERİ NELERDİR?
İşitme bozukluğu, şiddetli mide rahatsızlıkları ve kangrene yol açan kan pıhtıları, tipik olarak koronavirüs hastalarında görülmeyen semptomlar ortasında yer alıyor.
Ancak Hindistan’daki tabipler, bu hastalıkları B1617 yahut delta olarak bilinen koronavirüs varyantıyla ilişkilendirdi. İngiltere ve İskoçya’daki çalışmalar da şu anda Birleşik Krallık’ta baskın olan varyantın hastaneye yatış riskini artırdığını gösterdi.
SON 6 AYDA 60’DAN FAZLA ÜLKEYE YAYILDI
Bloomberg’te yer alan habere nazaran, delta varyantı son altı ayda Türkiye de dahil olmak üzere 60’tan fazla ülkeye yayıldı ve Avustralya’dan ABD’ye seyahat kısıtlamalarını tetikledi. Singapur, mutasyonun, lokal Covid olaylarının yüzde 95’ini oluşturduğunu tespit etti. Daha yüksek bulaşma oranları ve aşıların etkinliğindeki azalma, mutasyonlu koronavirüsün tesirlerini anlamayı bilhassa kritik hale getirdi.
Güney Hindistan’ın en büyük kenti Chennai’deki Apollo Hastanesi’nde bulaşıcı hastalık hekimi olan Abdul Ghafur, ”Bu yeni klinik olayların B.1.617 ile ilişkili olup olmadığını tahlil etmek için daha fazla bilimsel araştırmaya muhtaçlığımız var. Şu anda pandeminin birinci dalgasından daha fazla ishalli Covid hastası görüyoruz.” dedi.
”YENİ DÜŞMAN”
Ghafur, “Geçen yıl yeni düşmanımızı öğrendiğimizi düşündük lakin değişti. Corona virüs, ortaya çıkan mutasyonlarıyla çok öngörülemez hale geldi” sözlerini kullandı.
Hindistan genelinde hastaları tedavi eden altı doktora nazaran, mide ağrısı, bulantı, kusma, iştahsızlık, işitme kaybı ve eklem ağrısı ülkedeki Covid-19 hastalarının yaşadığı rahatsızlıklar ortasında yer alıyor.
Son iki ay içinde Hindistan’ın en büyük hastanelerinden biri olan Seven Hills Hastanesi’nde sekiz hastayı trombotik komplikasyonlar nedeniyle tedavi eden Mumbai kardiyolog Ganesh Manudhane, kimi hastalarda mikro trombüs yahut küçük kan pıhtıları geliştirdiğini ve bu durumun etkilenen dokuların ölmesine ve kangren gelişmesine neden olduğunu söyledi.
Manudhane, bu durumda hastaların parmakları ya da bir ayağını kesmek zorunda kaldığını söz ederek, ”Geçen yılın tamamında üç ile dört hadise gördüm ve artık haftada bir hasta kangren oluyor.” dedi.
ALFA VARYANTINDAN YÜZDE 50 DAHA BULAŞICI
Diğer taraftan Hindistan, geçen yılki 10,3 milyona kıyasla bu yıl şimdiye kadar toplam 18,6 milyon koronavirüs hadisesi bildirdi. Hükümet tarafından yakın vakitte yapılan bir araştırmaya nazaran, delta varyantı ülkenin daha ölümcül ikinci dalgasının “birincil nedeni”ydi. Ayrıyeten, delta varyantının birinci sefer İngiltere’de tepit edilen alfa varyantından yüzde 50 daha bulaşıcı olduğu bildirdi.
Bu nedenle olaylardaki artışın, az görülen Covid-19 komplikasyonlarının görülme sıklığında bir artışa neden olmuş olmuş olabileceği düşünülüyor. Tekrar de Manudhane, geçmişte pıhtılaşma ile ilgili sıkıntıları olmayan yaş kümelerindeki hastalarda gördüğü kan pıhtıları karşısında şaşkına döndüğünü söyledi.
İŞİTME KAYBI VE ŞİDDETLİ BADEMCİK İLHTİHABI OLAYLARI ARTTI
Bazı Covid hastalarının işitme kaybı, boyun etrafında şişlik ve şiddetli bademcik iltihabı yaşadığını açıklayan Mumbai’deki King Edward Memorial Hastanesi’nden Kulak Burun Boğaz Cerrahı Hetal Marfatia, ”İkinci dalgada her insan farklı belirtiler gösteriyor.” dedi.
Haydarabad’daki Yashoda kümesi hastanelerde çalışan bir çocuk tabibi olan Chetan Mundada, Hindistan’daki mevcut salgının en tasa verici istikametinin virüsün çocuklar da dahil olmak üzere yayılma suratı olduğunu söyledi.
“GENETİK YATKINLIK KAVRAMI TEKRAR TARTIŞMAYA AÇILIR”
Hindistan kaynaklı Delta varyantı ile ilgili çok farklı klinik tablolar tanımlandığını vurgulayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, “İşitme kaybının tanımlanması çok değerli; zira koku kaybı da bu biçimde klinik tabloya dahil oldu ve nörolojik tutulum açısından işitme kaybı daha objektif bir datadır. Koku daha subjektif ve dağılımı çok değişiktir. Örneğin, Uzakdoğu’da koku kaybı daha sık iken; Avrupa ve ABD’de daha az görülür. Bunun üzere bir dağılım farklılığı gösterilebilirse; genetik yatkınlık kavramı da yine tartışmaya açılır” dedi.
Öte yandan Prof. Dr. Şener, bunun yalnızca bu tipte virüse bağlı olduğunu söylemek için erken olduğunu söyledi.
“HEPSİ BİRBİRİYLE İLİŞKİLİ”
Prof. Dr. Şener, “Pıhtılaşma bozukluğunun da daha sık olması; bu varyantın daha süratli çoğalmasıyla ilgili- tıpkı İngiltere varyantlarında olduğu üzere. Virüs süratli çoğalınca- kandaki ölçüsü artıyor, damar iltihabı sık oluyor. Tekrar birebir biçimde kan beyin bariyerini geçişi ve nöronlarda tutulumu daha sık oluyor… Hepsi birbiriyle alakalı.” diye konuştu.
