Yıllarca farklı vücutlara doğan bir ruh, başına geleceklerden habersiz yana yakıla insan olarak doğmayı bekler. İnsan durumu bir türlü karşılık arar ve insan dışında oluşan vücudunda isyan eden ruh, yaşadıklarının sorumlusu olarak gördüğü Cihan’dan yardım istemesiyle kendini değişik bir diyarda bulur. İnsanın çoğalmasında doğmanın hiç de değişmeyeceği üzere olup olmadığı anlaşırsa artık çok geçtir.
Büründüğü vücutlarıyla yaşadığı karmaşık bağlar, onu yeni bir isyana sürüklüyor. Bir türlü hayal ettiği üzere bir insan tecrübesi yaşayamayan ruh, kendini bir kısır döngünün içinde bulur. Bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu, sonsuz seyahatin oluşumunda kendini bulmaktan geçmek anlaştığında gerçek seyahat başlıyor…
Yazar Ben Ne Vakit İnsan Olacağım? ‘da bir ruh seyahatinin üzerinden ömür ve mevt konusunu mizahi bir lisanla ele alıyor. Sosyoloji eğitiminin akabinde sinema ve televizyon alanında eğitim alan Soykan, birinci başta sinema sineması olarak kurguladığı kitabını daha sonra bir sineması değiştirmeyi istediğini söz ediyor.
Sayfa: 192
İNSAN OLMAK NE DEMEK…
Ben Ne Vakit İnsan Olacağım?, eğlenceli bir üslubun ardında derin bir soru saklıyor: İnsan olmak ne manaya gelir? Hayatın, varoluşun ve kainatın sırrına mizahi bir seyahat sunarken, okuru da kendi ‘insan olma’ serüvenini sorgulamaya davet ediyor. Bu kitap, karmaşıklığını hafif bir gülümsemeyle anlatacak. En sıkıntı sorular, en kolay yanıtlarda bilinmeyen olduğunu hatırlatacak.
Yazar Elif Soykan
Kitaptan bir alıntı;
“Bir elma, bir meşe ağacı, bir kedi… Yeryüzündeki her varlık, doğuştan doğmaz ne olduğunu bilir ve kendi yolunda devam eder. Pekala meczup misin? İnsan olmak, sonsuz bir varoluş bilmecesi, bitmeyen bir arayış… Cihanın geniş açılımında küçük ve muzip bir öz, dünya çapında bir sefer dünya gelir. Bazen bir pazar tezgâhında, bazen bir ağacın köklerinde, bazen de bir kedinin sessizliğinde kendini bulur. Lakin onun içinde tek bir isteğin ateşi yanar: İnsanlık mertebesine ulaşmak.”
