Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde Önemli Değişiklik
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde milyonlarca sürücüyü etkileyen önemli bir değişiklik yapıldı. Bu yeni düzenlemeye göre, yeni ehliyet alacak ya da mevcut ehliyetini yenileyecek olan bireylerde “uyku apnesi” rahatsızlığının olmaması gerektiği belirtiliyor. Bu kapsamda, uyku apnesi tanısı almış kişiler artık ehliyet sahibi olamayacak veya mevcut ehliyetlerini yenileyemeyecekler.
UYKU APNESİ OLANLAR EHLİYET ALAMAYACAK
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde yapılan bu yenilik, sürücü ve sürücü adaylarını doğrudan etkilemektedir. Uyku apnesi tanısı konmuş olan bireylerin ehliyet alma veya yenileme süreçlerinde kısıtlamalar getirilmiştir. Bu düzenlemenin arkasında, uyku apnesinin sürücülerin dikkatini ve reaksiyon süresini olumsuz yönde etkileyebileceği kaygısı yatıyor. Amaç, sürücülerin ve diğer yol kullanıcılarının güvenliğini artırmak. Ancak, uyku apnesi tanısı almış bireyler için bu kısıtlamalar bazı tartışmalara yol açabilir.
UYKU APNESİ NEDİR?
Uyku apnesi, uyku sırasında solunum duraklamalarıyla tanımlanan ve uyku düzenini bozan ciddi bir sağlık sorunudur. Bu durum, uyku esnasında hava akımının en az 20 saniye boyunca normal değerinin %20’sine ve altına düşmesiyle ortaya çıkar. Solunum duraklamaları, kandaki oksijen seviyesinin azalmasına ve karbondioksit seviyesinin artmasına neden olur. Uyku apnesinin oluşumunda, sinir sistemindeki problemler veya solunum yollarındaki tıkanıklık gibi faktörler etkili olabilir. Bazen bu iki durum bir arada da görülebilir. Bu hastalığın değerlendirilmesinde, yalnızca solunumun durması değil, aynı zamanda solunumun azalması da dikkate alınmaktadır. Yüksek gürültüde horlama, aşırı yorgunluk, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu ve sabah baş ağrısı gibi belirtiler, uyku apnesinin sonuçları arasında yer alır. Hastalar, hastalığın seviyesine bağlı olarak bu belirtilerden herhangi birini, birden fazlasını ya da hepsini yaşayabilir.
UYKU APNESİ BELİRTİLERİ NELER?
Uyku apnesi, hayati tehlikeler yaratabilen ciddi bir hastalık olmasına rağmen, belirtilerinin fark edilmesi zordur. Hastalar genellikle, uykudaki anormal durumları eşleri veya yakınları aracılığıyla öğrenirler.
UYKU APNESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Uyku apnesinin belirtilerini taşıyan bireylerde, benzer semptomlara yol açan farklı uyku bozukluğu hastalıkları da bulunabilir. Bu nedenle, uyku apnesinin kesin tanısı ve şiddetinin belirlenmesi için laboratuvar ortamında gerçekleştirilen uyku çalışmaları gereklidir. Uyku laboratuvarlarında “poligrafik tetkik” adı verilen incelemeler yapılmakta, bu yöntemle birçok parametre kaydedilmektedir. Poligrafik tetkik, beyin aktiviteleri, uyku yapısı ve uyku bozuklukları hakkında bilimsel veriler sunan modern bir laboratuvar tekniğidir. Bu testlerde, solunum hareketleri, uyku esnasında oksijen seviyeleri, kalp ritmi ve EKG kayıtları alınarak, bunların beden fonksiyonları üzerindeki etkileri incelenir. Elde edilen veriler değerlendirilerek uyku apnesinin varlığı ve şiddeti belirlenir, ardından gerekli tedavi yöntemine karar verilir. Uyku apnesi tespit edilen hastaların, vakit kaybetmeden tedaviye başlaması büyük önem taşır. Ayrıca, uyku apnesi teşhisi konulan bazı hastaların Kulak-Burun-Boğaz uzmanı tarafından muayene edilmesi önerilmektedir. Eğer apne, anatomik bozukluklardan kaynaklanıyorsa, cerrahi yöntemler veya ağız içi protezler uygulanabilir. Ancak, uyku apnesinin günümüzde henüz kesin bir ilaçla tedavisi bulunmamaktadır.