Sadık Ahmet Filmi
Sadık Ahmet filmi, Dr. Sadık Ahmet’in yaşamı boyunca karşılaştığı zorlukların yanı sıra, 48 yaşında şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinin arkasındaki dramatik olayları da gözler önüne seriyor. Filmin yönetmenliğini Hakan Yonat üstlenirken, senaryosu Mert Dikmen tarafından yazılmıştır. Başrolde Turgay Aydın ve Nur Fettahoğlu gibi önemli isimler yer almakta olup, çekimler İstanbul, Bursa, Edirne gibi Türkiye’nin çeşitli şehirlerinin yanı sıra Yunanistan’da da gerçekleştirilmiştir. Bu biyografik drama, hem tarihi olayları anlatmayı hem de güçlü oyuncu kadrosuyla izleyicilere duygusal bir deneyim sunmayı hedefliyor.
Sadık Ahmet Kimdir?
Sadık Ahmet, 7 Ocak 1947’de Gümülcine’ye bağlı Küçük Sirkeli (Agra) köyünde dünyaya gelmiş, kendisine Değirmenci lakabıyla tanınan dedesinin adı verilmiştir. Dedesi Değirmenci Sadık Efendi, Küçük Sirkeli köyünün önde gelen şahsiyetlerindendir. Sadık Ahmet’in babası, Değirmenci Sadık Efendi’nin oğlu Ahmet‘tir. Sadık Ahmet’in baba tarafı aslen Gümülcine’nin Değirmendere (Darmeni) köyündendir.
Sadık Ahmet’in annesi Fehime Hanım ise ailesinin kökleri Gümülcine’nin Mehrikoz (Kehros) nahiyesine bağlı Ürpek köyüne (Kaypak Mahalleye) dayanmaktadır. Anne tarafından büyük dedesi Şişman Molla, 1900’lü yılların başında Büyük Sirkeli (Filira) köyüne yerleşmiştir. Fehime Hanım, Küçük Sirkeli’ye gelin gitmiştir. Sadık Ahmet ailenin en büyük ve tek erkek çocuğu olup, Hatice (1949) ve Fatma (1954) isimli iki kız kardeşi bulunmaktadır.
Sadık Ahmet, Yunanistan’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra vuku bulan ve 185.000 kişinin hayatını kaybettiği iç savaş (1946-1949) döneminde dünyaya gelmiştir. Bu dönemde Batı Trakya köyleri zaman zaman çetecilerin saldırılarına maruz kalmış, bu saldırılardan Büyük Sirkeli ve Küçük Sirkeli köyleri de etkilenmiştir. Çeteciler tarafından dağa kaçırılanlar ve hatta öldürülenler olmuştur. Küçük Sirkeli köyünden Sadık Ahmet’in bir akrabası da bu saldırılarda yaşamını yitirmiştir. Bu sebeple Türk köylüleri şehirlerdeki yakınlarının ve dostlarının yanına sığınmak zorunda kalmışlardır. Sadık Ahmet’in ailesi de bir dönem Gümülcine’de bir aile dostunun evinde kalmıştır. Sadık Ahmet’in babası geçimini çiftçilikle ve köydeki iş yerinde at arabalarına tekerlek yaparak sağlamıştır.
Sadık Ahmet’in çocukluğu köyde geçmiştir. Bir köy çocuğu olarak ailesine her işinde yardımcı olmuştur. Sadık Ahmet, 1954-1960 döneminde Küçük Sirkeli köyündeki ilkokul eğitimini tamamladıktan sonra, 1960 yılında Batı Trakya Türklerinin tek orta öğretim kurumu olan Celal Bayar Ortaokul ve Lisesi’nde eğitim almaya başlamıştır. Bu okul 2 Aralık 1952 tarihinde açılmış olup, Türk-Yunan dostluğunun bir kanıtı olarak açılışında da bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın ismi verilmiştir. Okul ilk mezunlarını 2 kız ve 25 erkek olarak 1959 yılında vermiştir. Bu gençler, yarım asırlık bir aradan sonra liseden mezun olabilen ilk Batı Trakyalı Türk gençleridir.
Sadık Ahmet, başarılı bir öğrenci olarak cirit, jimnastik ve atletizme büyük ilgi göstermiştir. Futbol oynamış, okul içi ve okullar arası sportif faaliyetlerde yer almış ve sporda çeşitli dereceler kazanmıştır. Üç yıllık ortaokul ve üç yıl lise eğitimi boyunca Gümülcine’de azınlık ortaokulu ve lisesinin öğrenci yurdunda kalmıştır. Bu süreçte Batı Trakya’nın farklı kesimlerinden gelen gençlerle tanışma fırsatı elde etmiştir. Lise öğrencisi olduğu yıllarda yazmaya da ilgi gösterdiği anlaşılmaktadır. Lise ikinci sınıf öğrencisi iken Batı Trakya Türklerine ait yerel bir gazete olan Akın’daki “Gençliğin Köşesinde” iki yazısı yayınlanmıştır. Bu yazıların başlıkları “Batıl İnanışlar” ve “Müslümanlık ve Türklük”tür. Lise üçüncü sınıfa geçtiğinde aynı gazete Sadık Ahmet’in “Beklenen Güneş” ve “Kültür Merkezi” isimli yazılarını da yayımlamıştır. Bu yazılardan, Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklerine ait meseleler üzerine düşündüğü anlaşılmaktadır.
Liseden 1966 yılında mezuniyetinin ardından Sadık Ahmet, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptırmış ve Ankara’da bulunduğu dönemde Cebeci Öğrenci Yurdunda kalmıştır. Ancak, Ankara Üniversitesi’ndeki bir yılın ardından Selanik Aristoteles Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne geçiş yapmış ve 1974’te tıp doktoru olarak mezun olmuştur. Sadık Ahmet’in Selanik’teki üniversite öğrenciliği, Yunanistan’ın “Albaylar Cuntası” dönemine denk gelmiştir. Cunta idaresinin hüküm sürdüğü bu dönemde Batı Trakya Türklerinden on altı erkek öğrenci Selanik’te üniversiteye devam etmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi, 1967-1974 Albaylar Cuntası döneminde Batı Trakya Türklerine yönelik baskılar artmıştır. Sadık Ahmet’in üniversite eğitimi için bulunduğu Selanik, Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki en önemli liman kenti olup her köşesinde ecdadımızın hatıralarını barındırmaktadır. Osmanlı Devleti, bir Balkan devleti olarak kurulmuş ve gelişmiştir. Balkan kökenli pek çok şahsiyet, Balkan Savaşları ile doğdukları toprakların kaybedilmesine tanıklık etmiş, başta Çanakkale olmak üzere Birinci Dünya Savaşı’nın cephelerinde yer almış ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasına katkıda bulunmuşlardır. Kaybedilen tüm topraklardan, Kırım, Kafkaslar ve Balkanlardan Türkler, Anadolu’ya sığınmışlardır. Anadolu’nun kalbi ise Ankara’dır. Ankara’dan sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu şehirde eğitimine devam etmenin, Sadık Ahmet’te Türklük bilincinin gelişmesine katkı sağladığı görülmektedir.Dr. Sadık Ahmet
, Mayıs 1974’te yedek subay adayı olarak Yunan ordusuna katılmış, ancak doktor olmasına rağmen yedek subay yapılmamış ve askerliğini piyade er olarak tamamlamıştır. Acemi askerliğini Korent (Korinthos)’ta tamamladıktan sonra Patras’a gönderilmiştir. Gerek Korent, gerekse Patras, Mora Yarımadası’nda yer almaktadır. Unutmamak gerekir ki Mora Yarımadası, Rum isyanının başladığı bölgedir. Mora’da isyancılar tarafından çok sayıda Müslüman katledilmiştir. 1821 yılının Mart ayında 50 bine yakın Müslümanın yaşadığı Mora’da bir ay sonra tek bir Müslüman dahi kalmamıştır.
Müslümanların çok azı kaçmayı başarmıştır. İsyandan bir asır sonra Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Mora’da Türk ve Müslümanların katledildiğine dair cümleler kurmuştur: “… Kan gövdeyi götürmüştür. Büyük bir feci manzaradır. Yunanistan istiklal etmiş, aradan pek az zaman geçmiş, görmüşsünüzdür ki Mora’daki Türklerden bir tane bile yoktur. Ya bin türlü hakaret ve zulüm altında kaçırılmışlar veyahut öldürülmüşlerdir.” Dr. Sadık Ahmet’in askerliğini yaptığı bölge, Batı Trakya’ya da oldukça uzaktır. Dr. Sadık Ahmet’in Yunan ordusuna katılmasından birkaç ay sonra Kıbrıs’ta sular ısınmış, Albaylar Cuntası’na bağlı olarak adayı bir oldubitti ile Yunanistan’a bağlamak amacıyla Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı darbe düzenlenmiştir. Darbe sonucunda Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974’te Nikos Sampson iktidara gelmiştir. Adanın Yunanistan’a bağlanması demek olan bu durum karşısında Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuran anlaşmalara dayanarak ve garantörlük hakkının bir gereği olarak 20 Temmuz 1974’te adaya müdahale etmiştir. Türkiye’nin “Kıbrıs Barış Harekâtı”nı düzenlemesinin amacı, Kıbrıs’ta kalıcı barışın tesisini sağlamaktı. Diğer taraftan Kıbrıs Barış Harekâtı, Yunanistan’da Albaylar Cuntası’nın sonunu getirdiği gibi, askerlik süresinin 24 aydan 30 aya uzatılmasına da sebep olmuştur. Dr. Sadık Ahmet bu şartlar altında askerlik yapmış; almış olduğu cezalar da eklenince askerliği 34,5 ayda tamamlayabilmiştir.
Unutmamak gerekir ki Kıbrıs ile ilgili gelişmelerin yaşandığı dönemde askerlik çağındaki pek çok Batı Trakyalı Türk genci, Yunan ordusunda askerlik yapmak istemedikleri için Türkiye’ye sığınmışlardır. Yunan idaresinden gördükleri baskılar sebebiyle Batı Trakya Türklerinin Türkiye’ye göçünde 1974 yılı önemli bir zirve olmuştur.
Dr. Sadık Ahmet, 7 Ekim 1978’de İskeçeli Işık Müminoğlu (25 Ağustos 1959) ile evlenmiştir. Işık ve Sadık çiftinin bu evlilikten Levent (29 Eylül 1979) ve Funda (24 Nisan 1982) isimli iki çocukları olmuştur. Işık Sadık Ahmet, eşinin vefatının ardından iki dönem Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi’nin (DEB) genel başkanlık görevini üstlenmiştir. Işık Sadık Ahmet, DEB’in onursal başkanıdır. Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği’nin 28 kurucusundan biri olan Dr. Sadık Ahmet, bir dönem derneğin genel sekreterliğini de yürütmüştür. 1982 yılında kurulmuş olan bu dernek, Batı Trakya Türk Azınlığının kültürel, entelektüel ve sosyal ilerlemesine katkıda bulunmak, halklar arasındaki ve özellikle Türk ve Yunan halkları arasındaki dostluk, insanî değerler, insan hakları, demokrasi ve özgürlük ideallerini geliştirmek ve savunmak amacıyla faaliyet göstermiştir. Dr. Sadık Ahmet, söz konusu derneğin sekreterliğini yürüttüğü dönemde Batı Trakya Türklerinin sorunlarını önce Yunan idaresi ve parlamentosuna, bir sonuç elde edilememesi halinde ise uluslararası kuruluşlara götürerek çözümleri için yardım istemek amacıyla gerçekleştirilmesi düşünülen imza kampanyasında öne çıkmıştır. Bu adım, Dr. Sadık Ahmet’in yanı sıra Batı Trakya Türklerinin de kaderini değiştirmiştir. Arabasında yapılan arama neticesinde bulunan imzalı kâğıtlar sebebiyle Dr. Sadık Ahmet’e dava açılmış, ancak dava süreci Dr. Sadık Ahmet’in kişisel bir meselesi olmaktan çıkıp toplumun meselesi haline gelmiştir. Batı Trakya Türk toplumu tarafından büyük bir sevgiyle karşılanan Dr. Sadık Ahmet, “Bağımsız Güven Listesi”’nden iki kez, 18 Haziran 1989 ve 8 Nisan 1990’da milletvekili seçilmiştir. Bu iki seçimin arasındaki 5 Kasım 1989 seçimlerinde ise milletvekili adaylık dilekçesindeki eksik bir cümle sebebiyle men edilmiştir. 10 Ekim 1993 seçimlerinde bağımsız adayların milletvekili seçilebilmesi için Yunanistan genelinde oyların %3’ünü alma şartı getirilmiştir. Bu nedenle Dr. Sadık Ahmet, 24.952 oy almasına rağmen Yunan parlamentosuna giremeyerek hayal kırıklığı yaşamıştır. Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi (DEB), Dr. Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklerine emanetidir. Azınlığın ilk ve tek siyasi partisi olan DEB, 1991 Eylül’ünde Gümülcine’de kurulmuştur. Dr. Sadık Ahmet, DEB’nin kuruluş amacını kısaca, “Azınlığı bir merkez etrafında toplamak, tek yönde doğru olarak bilinçlendirmek, ileriki yıllarda toplumumuzu idare edecek kişileri yetiştirmek” cümlesiyle açıklamıştır. Partinin isminde “Dostluk, Eşitlik ve Barış” kelimelerinin bulunmasının sebebi yine Dr. Sadık Ahmet’in ifadesiyle, “tatbikat sahasında az görülmelerindendir.” Parti’nin Yunanca resmi adı Komma İsotitas, İrinis ke Filias (ΚΙΕΦ)dir. Amblemi, etrafında zeytin dalları bulunan bir dairenin içindeki beyaz bir güvercini simgeler. Hem zeytin dalı hem de güvercin barışın sembolleridir. Beyaz güvercin ayrıca yeni umutları da temsil eder. 11 Nisan 1992’deki ilk kurultayında Dr. Sadık Ahmet, DEB’nin ilk genel başkanı seçilmiştir. Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk kamuoyunu aydınlatmak üzere ayrıca Balkan isimli gazeteyi de çıkarmıştır. Gazete üzerinde DEB’in ambleminin bulunması, Balkan’ın DEB ile bağlantılı olduğunun işaretidir. Batı Trakya Türklerini birçok uluslararası platformda tanıtmış ve sorunlarını anlatmış olan Dr. Sadık Ahmet, 24 Temmuz 1995’te ailesiyle birlikte geçirdiği şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir. 24 Temmuz, Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı tarihtir. Türkiye açısından Lozan Barış Antlaşması, bir yandan Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, diğer yandan Sevr Barış Antlaşması’nın hükümlerini geçersiz kılarak Türkiye’nin Misak-ı Milli ilkeleri çerçevesinde dünyada yer almasını sağlamaktadır. Oysa Yunan kamuoyu tarafından Megali İdea’dan vazgeçildiği şeklinde yorumlanmakta, görmezden gelinerek tartışılmak istenmektedir. Bu tesadüf, Dr. Sadık Ahmet’in vefatı ile ilgili çarpıcı bir detaydır. Dr. Sadık Ahmet, Gümülcine Kahveci Kabristanı’ndaki anıt mezara defnedilmiştir.Dr. Sadık Ahmet
, askerliğini tamamladıktan sonra zorunlu doktorluk hizmetini Orta Yunanistan’da, Kardiça’ya bağlı bir köyde, Kastanya’da yapmıştır. Zorunlu hizmetinin ardından 1978 yılında Batı Trakya’ya dönen Dr. Sadık Ahmet, Gümülcine (Komotini) Sismanoglio Devlet Hastanesi’nde ihtisasa başlar; bunun yanı sıra özel muayenehane de açmıştır. Dr. Sadık Ahmet, Gümülcine’de başladığı cerrahi ihtisasını Dedeağaç (Aleksandrupolis) Üniversite Hastanesi’nde sürdürmüş ve “Operatör Doktor” unvanını 1984 yılında almıştır. Ayrıca kendisi Batı Trakya’nın ilk fennî sünnetçisidir.